Himenin de diğer birçok doku gibi esasen biyolojik bir işlevi vardır. Gel gelelim adına dahi “kızlık” zarı denmek suretiyle bu biyolojik işleve bambaşka sosyal anlamlar yüklenmiş ve yine çoraplar kadının başına örülmüştür.
Kızlık zarı (himen) vajinanın girişindeki dokudur, türleri ve işlevi basit bir internet araştırması ile öğrenilebilir. Bilindiği üzere kadın genital organı anatomik yapısı gereği enfeksiyon kapmaya müsait olduğundan kızlık zarının birincil işlevi rahim, yumurtalık gibi organları enfeksiyonlardan korumaktır. Zaten evrim, biyolojik olarak “işe yaramayan” herhangi bir dokunun nesilden nesile aktarılmasına izin vermez, bir aşamada ömrü son bulur, dolayısıyla himenin de diğer birçok doku gibi esasen biyolojik bir işlevi vardır. Gel gelelim adına dahi “kızlık” zarı denmek suretiyle bu biyolojik işleve bambaşka sosyal anlamlar yüklenmiş ve yine çoraplar kadının başına örülmüştür.
Kadın mıdır kız mıdır bilemem..
Feministlerin ısrarla “bayan” kelimesinden tiksinti duyup “kadın” denmesinde inat etmesinin altında yatan sebep de bu cinsel çağrışımdır. Toplumda “kız” ile “kadın” arasındaki en temel ayrım “başından bir cinsel ilişki geçmiş” olması üzerinde toplanmaktadır. Kadınları erkeklerin kullanımına bırakılan birer “emtia” olarak gören zihniyet bu “emtia”yı da ilk kullanan olmak ister. (Sıfır kilometre araba kullanmak fetişizminde olduğu gibi.) Tam da bu yüzden bir kadınla veya bir kızla evlenmek arasında dev farklar vardır. Ne var ki aynı zihniyet kadınla erkeğin zaten eşit hak ve yükümlülüklere sahip olması gerektiğini düşünmediğinden erkeğe böyle bir zorunluluk yüklemez. Tam tersi erkek dünyasında “bakir” olmak bir an önce kurtulması gereken bir utançtır. Sevişmek “işteş” eylemi ataerkil jargonda iki taraflı değil tek taraflı ifade edilir, erkekle kadının birlikte değil erkeğin kadına “yaptığı” bir eylemdir. Tam da bu sebeple tecavüz bir cinsel eylem değil bir şiddet tezahürüdür.
Yakınlarda Kanada’da vajina içine ilişki esnasında patlayacak şekilde yerleştirilen içi kan dolu kapsüller geliştirilmiş ve bu çalışmanın etik yönü tartışıldığından piyasaya sürülmesi durdurulmuştu.
Himenin biyolojik işlevi bir yana dursun, hymenoplasti denen bir cerrahi müdahale ile yasal olarak kızlık zarı dikimi mümkün. Google’a yazdığınızda yüzlerce kadın doğum uzmanının bu konuda hizmet verdiğini ve bu sektörün giderek büyüdüğünü görebilirsiniz. Yakınlarda Kanada’da vajina içine ilişki esnasında patlayacak şekilde yerleştirilen içi kan dolu kapsüller geliştirilmiş ve bu çalışmanın etik yönü tartışıldığından piyasaya sürülmesi durdurulmuştu. Her iki çalışma da aynı kulvarda yer alır. Kanserle, türlü ölümcül hastalıklarla ilgili araştırma yapması gereken tıp ve farmakoloji dünyası vakit ve nakit harcayarak enerjisini “kızlık zarı”na tahrip edilmemiş görüntüsü verme sahtekarlığı üzerine kanalize etmektedir. Bu ülke çok yakın tarihlerde yurtlarda kalan üniversite öğrencisi kadınların bekaret kontrolü için hastanelere taşındığına da tanık olmuştur. Hekimler ar etmeden bu muayeneyi gerçekleştirmiştir. Ülkenin çeşitli yerlerinde bu tür muayeneler neticesinde kadınların ölüm kararları verilmiştir. Tespitini duyuran hekimin sorumluluğunu varın düşünün.
Hymenoplasti Hipokrat yeminine aykırı mı?
Hymenoplasti yapan hekim de yaptıran kadın da kuşkusuz dürüstlük ilkesine aykırı hareket etmektedir. Bekaret muayenesi veya hymenoplasti işlemlerinin yasal olması aslında devletin de bu konudaki duruşunu ortaya koymaktadır. Yasal düzenlemeleri yapan devlet izin verdiği uygulamaların bir anlamda destekçisi olduğunu da duyurmaktadır. Hukukta dava açmanın şartlarından biri hukuki yarar bulunmasıdır. Örneğin maddi anlamında yüklü zarara yol açmayan şekilde size yalan söyleyen sevgilinizi dava edemezsiniz. Bu çok temel bir ilkedir. Devletin özel hayata müdahale etmemesi esastır. Benzer şekilde kimi tıbbi müdahaleler bakımından da sağlık yararı ilkesi konması mümkün olamaz mı? Bekaret muayenesini ortadan kaldırmak hymenoplasti gerekliliğini de zaten ortadan kaldırmaz mı? Durup düşünmekte fayda var.
Döllenmiş yumurtanın yaşam hakkını savunan devletin kadınların yaşam hakkı üzerinde daha etkin yasal korumalar geliştirdiği bir yıl olması dileğiyle.
—
Bu yazı ilk olarak 10.01.2018 tarihinde www.necibe.com sitesinde yayınlanmıştır.