Bir durumda cinsiyetten haklı bir gerekçe olmaksızın bahsediliyorsa orada mutlaka bir ayrımcılık vardır.

Dilin içindeki erkek vurgulara hep dikkat çekilir. Bilim adamı, iş adamı, insanoğlu gibi yaygın olarak kullandığımız birçok kelime erkektir. İngilizce’deki “history” kelimesinin etimolojik kökeninin “his story”den geldiği söylenir: Erkeğin hikayesi/tarihi. “Adam gibi yap” demenin esasen ne kadar cinsiyetçi olduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en önce dilde başladığı hep tartışılır. Malum.

Bayan değil kadın

Dikkat edin, ev dışı işlerin ya da kadına yakıştırdıkları hemşirelik, aşçılık, terzilik gibi meslekler dışındaki mesleklerin sohbet konusu olduğu durumlarda eğer bu işler bir kadın tarafından icra ediliyorsa mutlaka başına “kadın” ifadesi eklenir. Siyasi partilerle ilgili bir haber metni düşünün, A Partisinin “kadın” vekili falanca denir. Erkek vekili dendiğini hiç duydunuz mu? Şu ilde zorunlu görev yapan “kadın” hekim denir. Hekim erkekse cinsiyetinden bahsedilmez. Sanki zaten olması gereken erkek olmasıymış, ondan bahsedilmesine gerek yokmuş da kadın olması haber niteliği taşırmış gibi.

Bütün bunların yanı sıra birçok açıdan yeterince üstünde durulmayan bir diğer husus dilimizde hangi hallerde “kadın” vurgusunu kullandığımızdır. Haber metinlerinde veya doğrudan birbirimizle iletişimimizde “kadın” kelimesi hangi hallerde kullanılıyor? (“Kadın” yerine “bayan” denmesi saçmalığına hiç girmiyorum, keza artık onu konuşmaya yer yok herhalde, herkes mantıksızlığını anladı sanıyorum.)

Kadın şoförler, kadın pilotlar, kadın mühendisler

Kadına yakıştırılmayan bir meslek icra ediliyorsa şayet, konuyla hiç ilgisi olmadığı halde, bu cinsiyet bilgisi mutlaka paylaşılır. Yer yer “kınama” amaçlı kullanıldığını da düşünürüm. Bir uçak kazası düşünün, pilot kadınsa “kadın pilotun kontrolündeki uçak şu sebeple düştü” olarak duyarız. Pilotun erkek olduğu durumlarda ise cinsiyet bilgisine girilmez. Kimi durumlarda imalı övgü malzemesi de olabilir pekala. Bu köprüyü bir kadın mühendis yaptı, da denebilir. Erkek mühendis yaptıysa misal bu bilgi yine paylaşılmaz. O senaryoda da kanımca “inanır mısınız, kadın yapamaz sanırsın ama yaptı” yatar alt satırda.

“Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etme” gibi, “kızını dövmeyen dizini döver” gibi ata mirası kadına yönelik politik şiddeti göz önüne koyan ifadelerden rahatsız olmak çok kolay. Çok bariz çünkü. Fakat yukarıda anlatıldığı gibi kimi hallerde dile yerleşen bu ifadelerin toplumsal cinsiyet rollerine sağladığı katkı gözden kaçıyor. Halbuki “kadın” kelimesi çoğu zaman maksatlı kullanılıyor.

Her zaman söylediklerimizle değil bazen söylemediklerimizle de bir şey anlatırız. Herhangi bir durumda bir işi yapan kimsenin erkek olduğu vurgulanmıyorsa erkek olmasının makul karşılandığı anlamını çıkarabiliriz. Bu zaten malum bir bilgidir. İfade edilmesine gerek yoktur. Kadın bilgisinin paylaşılmasıysa durumun “marjinal”liğine bir vurgudur. Kadın olarak milletvekili olmak, pilot olmak, mühendis olmak haber niteliği taşır.

Yemek tariflerinden başka bir şey okumasının tuhaf karşılandığı “kadın” okurlarım, toplanın, daha söyleyecek çok lafımız var.

Bu yazı ilk olarak 13.11.2017 tarihinde www.necibe.com sitesinde yayınlanmıştır.