Doğum kontrol hapını SGK desteğine dahil tutmayıp tüp bebek tedavisi için oldukça geniş koşullarda imkan tanıyan devletin teşvik ettiği nedir?

Genel bir tartışma konusu: modern tıbbın erkek egemen kültürden beslendiği üzerine. Gebeliği önleme yöntemlerinin genel itibariyle kadınlar üzerinden çalışıldığı, ilaca/ korunmaya maruz bırakılacak tarafın hep kadın olması üzerinden araştırma-geliştirmelerin yapıldığı konuşuluyor. Erkeklerin öznesi olduğu en yaygın yöntem kondom. Onun dışında doğum kontrol hapı, rahim içi araç, deri altı implantlar hep kadınların uygulayabileceği yöntemler. Bunun erkek tıbbın bir ürünü olduğu, modern tıpta erkeğin gündeme alınarak gebeliği önleme yöntemi geliştirilmesi için gerekli zaman mesaisinin harcanmadığı söyleniyor. Bu tartışma bir kenarda dursun.

“Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizasyon veya kastrasyon ameliyesi yapılamaz”

Doğum kontrolü hem bireyin meselesi hem devletin meselesi malum. Ülkemizde “Nüfus Planlaması Hakkında Kanun” diye bir mevzuat var. Bu kanunda nüfus planlaması “fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları” olarak tanımlanıyor. Tabii bu isteğe bağlılık öyle sadece istemekle olmuyor, gebeliği önleyici tedbirlerin de uygulanması gerekiyor. Kendini bu konuda birinci öznelerden biri olarak gören devletin bu konudaki hamlesi: “Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizasyon veya kastrasyon ameliyesi yapılamaz” (Madde 2/3). Üzüm yemek mi bağcı dövmek mi, kafalar biraz karışık.

Kanun esasen evli kadının kocasının rızası olmadan gebeliğini sonlandıramayacağını, 10 haftadan sonra işlemin yapılamayacağını düzenliyor. Tek bir maddede bu konuda eğitim verilmesi, gerektiğinde ilaç ve sair yöntemlere dair maddi olanak sağlanması ifadesi geçiyor. Daha doğrusu Bakanlık bu konuda yetkilidir diyor, o kadar. Muhakkak eğitim verildiği, koruma imkanlarının sağlandığı haller olmuştur. Fakat sürdürülebilir mi? Tartışılır. Doğum kontrol hapını her ay (hatta regl haftası dışında her gün) kullanmak gerekiyor. Bir kutu hap ortalama 32 lira. Ve herhangi bir SGK indirimi yok. Kadının buna bir bütçe ayırması gerekiyor ki Türkiye şartlarında birçok aile için aylık olarak ödemek için hayli yüksek bir tutar.

Doğum kontrol haplarında SGK indirimi sağlanmaz oldu.

Daha önceden örneğin akne tedavisinde hormon takviyesi gerektiren tedavilerde doktorlar tarafından yazılan doğum kontrol hapları vardı. Ancak bu ilaçların fiyatları SGK tarafından belirlendiği ve bu ilaçların ödemeleri çok düşük tutulduğu için ilaç firmaları SGK ile anlaşmalarını feshettiler. Dolayısıyla doğrudan bir yolu değilse bile dolaylı olarak gebeliği önleme ilaçları için kullanabildiğimiz SGK’nın bu imkanı kullanılamaz oldu.

Öte yandan tüp bebek tedavisi SGK kapsamında. “Evli olmakla birlikte daha önceki evliliklerinden çocuk sahibi olup olmadığına bakılmaksızın evlat edinilmiş çocukları hariç mevcut evliliğinde çocuk sahibi olmayan” çiftlere sağlanan bir imkan bu. Yani halihazırda o çiftin kaç çocuğu olduğunun bir önemi yok. Bu bakışla makro nüfus planlaması anlamında hiçbir dikkat içermiyor düzenleme. Kanun üç denemeye kadar imkan tanıyor. Her bir denemenin 32 TL’nin katılım payından kat be kat yüksek tutarlı olduğunu tahmin etmek çok zor değil.

Bu durumda doğum kontrol hapını SGK desteğine dahil tutmayıp tüp bebek tedavisi için oldukça geniş koşullarda imkan tanıyan devletin teşvik ettiği nedir? Daha çok çocuk, daha çok nüfus. Sadece ürememizin değil, üremememizin de bir hak ve imkan olarak sağlandığı bir sosyal devlet temennisi ile…

Bu yazı ilk olarak 21.01.2019 tarihinde Çatlak Zemin websitesinde yayınlanmıştır.