Eşcinsel biriyle ilişkiye girmiş olmak potansiyel bir hasta olduğunuzu gösterir.

Geçtiğimiz günlerde Kızılay’ın eşcinsel ilişkiye girenlerden kan almadığını öğrendim. Önce bunu gayri resmi yollarla yapıyorlardır, başka bir bahane buluyorlardır, açıkça söylemiyorlardır diye düşündüm, nasıl safsam öyle olmasını umdum. O kadar abuk çünkü. Fakat hiç de öyle değilmiş. Baya baya bağışçı formunda “Bugüne kadar homoseksüel biriyle cinsel ilişkide bulundunuz mu?” sorusu var. Evet diyorsanız kanınızı almıyorlar. Üstelik bu sadece Türkiye’de de geçerli bir uygulama değilmiş söylenene göre. Akıl almaz.

Hani filmlerde olur, kişi bir ameliyata girer. Dışarıdan kan verirler. Kanını aldığı kişinin huylarını da alır. Önce böyle bir saçmalık mı düşünmüşler acaba diye geçirdim içimden. O kadar oturtamıyorum çünkü. Sonra baktım cinsel yolla bulaşan hastalıkları bahane etmişler. Eşcinsel ilişkide bulunanlar yüksek risk grubundalarmış. Dikkat edin soruyu “şüpheli cinsel birliktelikte bulundunuz mu” olarak sormuyor. Eşcinsel birliktelik yaşamış bir çift olabilirsiniz, birbirinizden başka hiç kimseyle birliktelik yaşamamış olabilirsiniz ve cinsel yolla bulaşan hastalık taşımadığınızdan emin olabilirsiniz. Ama bağışçı formunda sorulan soruya “evet” yanıtını verdiğiniz anda bütün bunların hiçbir önemi kalmıyor. Şüpheli pozisyonuna geçmiş oluyorsunuz, çünkü eşcinsel birliktelik yaşamışsınız.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Dr. Hülya Bilgen’in hazırladığı “Kan Bağışçılarının ‘Donörlerin’ Seçimi” (2005) isimli bir makalesi var, 28 sayfada hangi hastalık riskleri bakımından kişilerin kan veremeyeceklerini uzun uzun anlatmış. Gelin görün ki “eşcinsel ilişki” risklerden biri olarak sayılmıyor. İki noktada “cinsel yolla bulaşan hastalık” ve ilgili virüse değinmiş ki bu her tür ilişki bakımından geçerli. İlişkinin taraflarına değil bulaşması muhtemel hastalığa odaklanmış.

Bu skandal ayrımcılığın Türkiye’de tek olmaması üzerine dünyada infial yaratmış mı dev tepkiler verilmiş mi diye baktım. İşte yine bir saflık örneği. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde LGBTİ kulübünün Kızılay aracını kampüste protesto ettiğini okudum. Tam içim biraz soğuyacak gibi oldu. O protestocuların da Ülkücü gruplar tarafından “kan dökeriz” tehditleriyle kovalandıklarına rastladım.

Kızılay Genel Başkanı bu konuda kendisine yöneltilen soruları “kimsenin cinsel kimliğiyle işimiz yok, ama eşcinseller AIDS virüsü yoğun olarak görülüyor” olarak yanıtlamış. Bu bilgiyi hangi bilimsel araştırmaya dayanarak ortaya attığını tabi ki söylememiş. Kaldı ki 2019 yılında alınan kanda AIDS virüsü olup olmadığı yapılan tahlillerle ortaya çıkarılamıyor mu gerçekten?

Eşcinselliğin “anormalliğine” bugün de böyle maruz kaldık. İnsan hayret ediyor…

Bu yazı ilk olarak 29.01.2019 tarihinde www.5harfliler.com sitesinde yayınlanmıştır.